Cuma, Mayıs 17, 2024
Ana SayfaDünyaTürkiye, bölgesel değil uluslararası güç!

Türkiye, bölgesel değil uluslararası güç!

Belçika merkezli International Institute for Middle East, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yoğun dış siyasi atılımları, Türkiye'nin sadece bölgesel güç olmaktan çıkarak uluslararası güç olduğuna değindi. Rusya-Ukrayna savaşının etkilerine değinilen analizde Türkiye'nin geldiği konum hakkındaki ifadeler dikkat çekti. Söz konusu yazıda, "Türkiye gibi bölgesel güçler ABD'nin eski çıkar bölgesinde daha fazla nüfuz elde etmeye çalışıyor." ifadelerine de yer verildi.

International Institute for Middle East, Rusya-Ukrayna Savaşının Orta Doğu üzerindeki etkilerini analiz etti.

Brüksel merkezli International Institute for Middle East düşünce kuruluşu, Rusya-Ukrayna savaşının Ortadoğu’ya ve bölgedeki güçlerin politikalarına nasıl etki ettiğine dair bir analiz yayımladı.

 

RUSYA’YA KARŞI GÜÇLÜ TAVIR ALINMADI

Ortadoğu ülkelerinin Rusya-Ukrayna savaşına verdiği yanıt, ABD ve Batı’nın pozisyonuna ve isteklerine taban tabana zıttı. Diğer bir ifade ile Ortadoğu ülkeleri çoğunlukla, Moskova ile ortak çıkarlarını baltalamamak için Rusya’ya karşı güçlü bir tavır almaktan kaçındı.

Aynı zamanda bu ülkeler, Batılı ülkeler gibi Rusya’ya yaptırım uygulamaktan, askeri destek sağlamaktan veya savaşı finanse etmekten kaçındılar. Ukrayna’ya yardımları, savaşın patlak vermesinden önce Ukrayna ile askeri işbirliği kurmuş olan Türkiye dışında, asgari ve insani yardımlarla sınırlı kaldı.

TÜRKİYE İLE RUSYA’NIN EKONOMİK İŞBİRLİĞİ 

Orta Doğu ülkeleri, karara karşı oy kullanan Suriye ve çekimser kalan İran, Cezayir ve Irak dışında, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalini kınayan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararını ve Ukrayna’nın bazı bölgelerinin Rusya’ya ilhakını reddeden BM kararlarını desteklediler.

Ancak Washington’un geleneksel müttefiki olan Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi bölge ülkeleri Rusya’ya yaptırım ve diplomatik izolasyon uygulamaktan kaçındı. Hatta savaş ilerledikçe, Türkiye ve Körfez İşbirliği Konseyi’ne bağlı Körfez ülkeleri, Rusya ile ekonomik işbirliğinde olağanüstü bir büyüme eğilimi kaydetti.

TÜRKİYE ULUSLARARASI DÜZEYDE JEOPOLİTİK KONUMUNU GÜÇLENDİRİYOR

Türkiye’nin Ukrayna’daki savaşa yönelik politikası, iki savaşan tarafın istekleri arasında zor bir denge sağlama formülüne ulaşmayı başardı.

Türkiye; bir yanda önemli bir NATO üyesi ülke olarak Batı için önemli olan jeopolitik konumunu, diğer yanda ise Rusya ile faydalı ekonomik ve dostane ilişkilerini sürdürmeyi başardı.

Ankara’nın savaş sırasında üstlendiği uluslararası diplomatik çabalar da Türkiye’nin konumunu güçlendirdi.

Türkiye, Batı ile Rusya arasında güçlü bir arabulucu olarak kendisini konumlandırdı. Ağırlıklı olarak Ankara’nın arabuluculuğunda tahıl ihracatına ilişkin anlaşmalar yapıldı. Türkiye ayrıca, ender gerçekleşen birşeyi başararak, ABD ve Rus istihbarat servis yöneticilerinin toplantısına ev sahipliği yaptı.

Genel olarak, Türkiye’nin Ukrayna’daki savaşa “dengeli yaklaşım” politikası, Ankara’nın Batı’dan bağımsız ama aynı zamanda Batı’ya düşman olmayan bir dış politika oluşturma çabaları bağlamında görülmelidir.
Bu süreçte Türkiye’nin Batı ile stratejik askeri ittifakından çekilme gibi bir planı yok. Aslında, Türkiye’nin anlaşmasını İsveç’in NATO’ya entegrasyonuna şartlandırması bile, Ankara’nın tüm NATO üyelerinin kendi ulusal güvenliği konusunda olumlu bir tutum sergilemesi arzusu çerçevesinde anlaşılabilir.

TÜRKİYE ABD’NİN ÇIKAR BÖLGESİNDE DAHA FAZLA NÜFUZ ELDE ETMEYE ÇALIŞIYOR

Ankara ayrıca Batı ile karmaşık ekonomik ilişkilerini sınırlamak niyetinde de değil. Aslında Türkiye, Batılı ortaklarıyla güvenlik ve ekonomik ilişkilerini güçlendirmek için aktif olarak çalışıyor ve ilişkilerini çeşitlendirmeye çalışıyor.

Ortadoğu’daki tüm bu gelişmeler, ABD’nin Orta Doğu’daki lider rolü için muazzam sonuçlar doğuruyor. Rusya; Suriye, Libya, Sudan vb. ülkelerdeki boşluğu doldurmaya çalışırken, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye gibi bölgesel güçler ABD’nin eski çıkar bölgesinde daha fazla nüfuz elde etmeye çalışıyor.

Bölge ülkeleri, güvenlik garantilerinde ABD’nin aktif rolünü görmezlerse ve ABD desteğinin süresi konusunda güvence almazlarsa, bölge ülkeleri doğal olarak başka yollar ve müttefikler aramak zorunda kalacaklar.

 

Benzer Haberler

Öne Çıkan Başlıklar