Çarşamba, Ekim 9, 2024
Ana SayfaDünyaİslam Yasası'na tepki

İslam Yasası’na tepki

Avusturya Parlamentosu’nda kabul edilen “İslam Yasası”na yönelik eleştiriler sürüyor. Britanya Müslüman Birliği Başkanı El Hamdun, “Müslümanların hedef alınması endişe verici” dedi

Avusturya Parlamentosu’nda kabul edilen tartışmalı “İslam Yasası”na yönelik eleştiriler sürüyor.

Britanya Müslüman Birliği Başkanı Dr. Ömer El Hamdun, yaptığı açıklamada, yasadan dolayı endişeli olduğunu vurguladı.

El Hamdun, yasanın, Avrupa’da bugün yaşanan Müslümanların “ötekileştirilmesi ve yabancılaştırılması paketinin bir parçası olduğunu” düşündüğünü kaydederek yasanın Müslümanları hedef almak üzere tasarlandığını söyledi.

El Hamdun şöyle devam etti: “Dolayısıyla bu yasa Müslümanlara karşı ön yargılı yaklaşıldığını gösteriyor. Yasanın Müslümanları hedef aldığını söylüyorum çünkü bu şekilde diğer dinlere ilişkin yasalar bulunmuyor. Ayrıca insanların İslam karşıtı duygularının yükselişe geçtiği şu ortamda Müslümanların hedef alınması endişe verici.

Yasada bazı olumlu maddeler de var ancak Müslümanlara karşı negatiflik denizinde tüm olumlu taraflar boğuluyor. İmamların Almanca vaaz vermesi olumlu bir hal olarak görülebilir. Toplulukların, bulundukları ülkenin dilini konuşabilmesi bakımından bu önemli. Ancak Kur’an’ın meali için tek seçenek sunulması, çevirmenleri ve dini görüşlerini kısıtlayacaktır. Bunun zorlanması, tabii ki de hükümet destekli olacak tek bir marka anlayışının dayatılması anlamına geliyor.

Bir diğer negatif sorunlardan biri ise yabancı finansman yasağı. Bence bu geçmişe yönelik bir adım. Çünkü herhangi bir şahıs, herhangi bir örgüt, başka yerlerden finansman bulma hakkına sahip. Günümüz dünyasında bunun ince elenip, sık dokunması gayet normal ancak tamamen yasaklanmasıyla bence Müslüman girişimlerin gelişiminin engellenmesi deneniyor.”

İNSAN HAKLARI VE HUKUK ALANINDA İFLAS EDER

Merkezi Strasbourg’da bulunan Toplumsal Uyum İçin Avrupalı Müslüman Girişimi (EMISCO) Koordinatörü Hümeyra Filiz ise İslam Yasası’na yönelik tartışmalara Avusturya özelinden bakmanın yeterli olmayacağına dikkati çekerek bunun Avrupa Birliği’ndeki Müslümanların durumu ve geleceğini ilgilendiren bir gelişme olduğunu ifade etti.

İslam Yasası’nın “Euro-İslam” tuzağına düşmeyen Müslümanları “Avrupalılaştırma girişimi” sayılabileceğini vurgulayan Filiz, “Oysa esas sorunun temeli, fiilen Avrupalı olan Müslümanların toplumun her alanına dahil edilmemeleri ve sosyo-politik alanda dışlanmalarıdır” dedi.

Avrupa’nın, İslam ile ilgili faaliyet gösteren tüm kurumları kontrol etmek istediğini kaydeden Filiz, “Özellikle anavatanlarıyla yakın kurumsal ilişkileri olan Türk ve Fas toplulukları bu kontrol gayretinin merkezindeler. Bu durumdan çıkan en önemli sonuç ise aslında ‘güvenlik olmadan özgürlük olmaz’ diyen bir Avrupa’nın artık öne çıktığıdır. Oysa Türkiye’nin üyesi olmak istediği bu blokun en önemli özelliği insan hakları standartlarıydı. AB temel hak ve özgürlüklerin önüne güvenlik gerekçelerini koymaya devam ederse insan hakları ve hukuk devleti alanında iflas etmiş olur” diye konuştu.

DİNLEMEDEN ÜRETİLEN TÜM POLİTİKALAR İFLASA MAHKUM

Tartışmaların merkezinde hedef kitlenin Müslüman topluluklar olduğunu aktaran Filiz, şunları söyledi: “Ötekileştirilmiş, dışlanmış, marjinalleştirilmiş ve incinebilir hale gelmiş bu topluluklara Avrupa’da özellikle kurumsal alanda eşit muamele edilmemesi geleceği karanlık bir Avrupa hazırlıyor bizlere. Bu nedenle EMISCO Brüksel’de Mayıs ayında ‘Radikalleşme ve islamofobi arasında Avrupa’daki Müslümanlar için hangi gelecek?’ konulu bir geniş etkinlik planlamakta. Sonuçta Avusturya’daki yasanın islamofobiyi devlet eliyle düzenleme girişimi olarak görmek doğru olmayabilir ama İslam’ı ve Müslümanları sorun olarak görmeye devam eden bir aklın tezahürü olduğu kesindir.”

Yasanın özellikle Almanya ve kuzey ülkelerine örnek olabileceğini belirten Filiz, katı laiklik prensipleriyle yönetilen Fransa’da böyle bir yasanının gündeme gelmesinin yakın gelecekte öngörülmediğini söyledi.

Müslüman toplulukların güvenlik sorunsalı haline geldiğini vurgulayan Filiz, “Avrupa’daki Müslümanlar artık Avrupa ülkelerinin asli unsurlarıdırlar. Uzaydan gelmişler gibi davranarak onları dinlemeden üretilecek tüm politikalar iflasa mahkumdur” diye konuştu.

BU YASA AVUSTURYA’DA İSLAMOFOBİYİ KAMUSALLAŞTIR

Müslüman Sivil Toplum Ağı kurucularından İbrahim Yavuz, yasanın Müslümanlara yönelik baskıcı tutumun ürünü olduğunu belirterek bu yasanın diğer ülkelere de yayılmak istendiğini vurguladı. Yasanın şeffaflık içerisinde yapılmadığını ifade eden Yavuz, “Bu yasa, Avusturya’da islamofobiyi kuramsallaştırmıştır, Avusturya’da yaşayan insanları ikinci sınıf vatandaş korunuma düşürmüştür” dedi.

Yasanının sorunları gidermek yerine sorunları çoğaltacağını ileri süren Yavuz, Müslümanlara eşitsiz muamelenin Avusturya’daki hoşgörü atmosferini zehirleyeceğini vurguladı.

İslam Yasası’na yönelik eleştiriler genel hatlarıyla şöyle sıralanıyor:

– Müslümanlara yönelik şüphe: Yasanın birçok maddesinde Müslümanlara yönelik “devlete ve topluma karşı olumlu tutum içinde olmaları”, “yasa dışı girişimlerde bulunmamaları” ve “yasalara uymaları” gibi şüpheci ve suçlayıcı ifadeler bulunuyor.

– Finansman yasağı: Yasadaki “yurt dışından finansman yasağı” maddesine göre, Türkiye’den gelen ve camilerde görev yapan 65 imamın görevi bir yıl içinde sona erecek.

– Cemaati tanıma ve iptal etme yetkisi: Bakanlar Kurulu, “bir dini cemaati tanıma ve lağvetmeye” yetkili.

– İmam yetiştirilmesi: Sadece üniversitede kurulacak İslam teoloji bölümünden mezun olanlar imam olabilecek.

– Camilerin durumu: Dernek statüsündeki camiler ya kamu tüzel kişiliği kazanarak İslam cemaatinin birer parçası olacak ya da kapanacak.

– Etkinliklerin iptal edilmesi: “Toplumsal güvenlik, düzen ve sağlığın ya da milli güvenliğin, diğer bireylerin güvenliğinin, hak veya özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açabileceği düşünülen etkinlikler” iptal edilebilecek.

Benzer Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Öne Çıkan Başlıklar