TYB Genel Başkan Yardımcısı Tarkan Zengin’in hazırlayıp yönettiği söyleşide konuşan Mustafa Kutlu, Dergâh Yayınları arasından çıkan “Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş” isimli kitabıyla ilgili bilgiler verdi.
16 Aralık 2020 Çarşamba günü TYB’nin youtube kanalı üzerinden canlı yayınlanan programda konuşan Kutlu, “Bildiğiniz üzere dünyanın gidişatı bir çizgi üzerinde gitmeye cereyan etti, teferruata girmeyeyim sanayi devrimi, oradan endüstriyel gelişmeler oradan da teknolojiye, dijitale, bilgi çağına gelindi. Bu çizgi, bu yürüyüş, yürüyenlerin galip gelmesiyle neticelenince bütün dünyaya cebren ve hileyle kabul ettirildi. Bir sürü kan, gözyaşı üzerine kurulmuş hâkimiyettir bu, bütün dünyanın hegemonyası altına alan bir kapitalizmden bahsediyorum. Buna karşı gelenleri de bir kaşık suda boğarlar. Ne malum teknolojiye karşı çıkabilirsiniz nede bu yürünen yola, dolayısıyla bunun dışında başka bir yol yapmak yok mudur yani diyerek başka bir ufka doğru bakmak üzere burada hicret edelim dedim kendi kendime. Nereye hicret edilebilir dedim kendi kendime, bunun yeri toprak olsun dedim. Dolayısıyla 1. Kitabın eksiğini 2. Kitapla tamamlayarak Kalbin Sesiyle Toprağa Dönüş adını verdim 2. Kitapta hicret ettiğimiz yer toprakla ilgili meseleyi de dile getirmiş oldum.” dedi.
Konuşmasında dünyadaki gelir adaletsizliğine değinen yazar Mustafa Kutlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün bu olup bitenlerden sonra şu açıktır ki dünyanın bir yıllık kazancına nüfusun yüzde biri el koyuyor. Bundan daha büyük bir zülüm olamaz hatta bunu reisi cumhur birleşmiş milletlerle yaptığı konuşmada altmış ikiye indirdi. Ben böyle bir şeyi söylemek istemem ama bu çok açık bir şeydir. Dünya belli bir hegomonik gücün hükmü altındadır. Hatta zulmü altındadır. Bu çeşitli unsurlar halinde kitapta teker teker anlatıyorum, nerelere dayanıyorlar. Buna karşı yapılacak hicretinde İslâmi bir noktaya, muhtevaya dayanması, bundan hareket ederek hududullah kavramını kullandım yapılacak işlerin buraya dayanmasını istedim.”
İslâm dünyasındaki ilim ve bilim insanlarının zaman zaman gündeme getirdikleri “İslâm dünyasının yeniden inşası ve ihyası” konusuna da değinen Kutlu, “Etrafımızda bulunan ilim adamları, vakıflar, dernekler dünyanın neresinde olursa olsunlar aşağı yukarı Müslüman camiaya da şöyle bir temenni var: İslâm dünyasının yeniden inşası ve ihyası. Güzel de kardeşim, teklifiniz nedir. Nerede tartışacağız? Ben en azından bu ütopyayı toprak üzerinde deneriz, yaparız en azından bir kıvılcım bir meşale olmasını istedim.” diye konuştu.
Dünyada kapitalizmin doğuşu ve gelişimine ilişkin de görüşlerini açıklayan Kutlu; “Kapitalizm denilen şey basite alınacak şey değil, 300 sene fikriyat, 200 sene uygulama, 500 sene de vücut buldu. Sayarsanız bunların filozofları 500 ü geçer yani bunun üzerine fikriyat kolay değildir. Daha sonra bu sermayenin sanayi devriminin sonunda kurulan siyasi dönem iktisadi hukuki düzeni, yani bir defa üniversiteleri var. Laboratuvarları, orduları, aletleri, teknolojileri var. Kongreleri, sempozyumları onlar yapıyor, dergileri onlar çıkarıyor, neredeyse bir bilim Kilisesi kurmuş durumdalar. Siz buna karşı herhangi bir şey söylediğiniz zaman sizin daha çimenin topraktan çıkması gibi ucunu gösterir göstermez koparıverirler. Dolayısıyla karşıda bulunan hâkim güç bütün dünyaya hâkim güç; ilmine, akademisine, ekonomisine, ordusuna, sokağına sayabildiğiniz bütün kılcal damarlarına kadar yayılmış bir meseledir. Bunu hafife almak kolay değildir. Bu hususta da fikir serdetmek bu fikrin arkasında da durmak bunun müdafaasını yapmak aslında iman gücünden başka hallolabilecek bir şey değildir. İtikattan kastım o buna o kadara inanılmıştır.” İfadelerini kullandı.