Başkent Trablus dahil ülkenin büyük bölümünü kontrolü altında tutan Milli Genel Kongre’nin (MGK) desteklediği Libya Şafağı (Fecr-i Libya) Koalisyonu ile Tobruk kentindeki Temsilciler Meclisi’nin destek verdiği emekli General Halife Hafter’e bağlı “Onur Operasyonu Koalisyonu” arasındaki çatışmalar ülkenin doğusundaki Sirte ilinin Bin Cevad ilçesinde tüm hızıyla devam ediyor.
Trablus’a 700 kilometre mesafedeki Bin Cevad ile Sidra şehirleri arasında oluşturulan cephe hattında sık sık çatışmalar çıkıyor.
Çatışmalarda bölgenin havadan hedef alınması nedeniyle aralarında sivil yerleşim alanları, okullar, iş yerleri, bankalar ve kamuya ait binaların bulunduğu yapılar tahrip oldu. Halkın can güvenliği nedeniyle terk ettiği şehir, tamamen hayalet kente dönüştü.
Kentin kontrolünü elinde bulunduran Fecr-i Libya’ya bağlı Şuruk kuvvetlerine bağlı askerler ise olası yağmalama olaylarına karşı bölgede devriye görevini sürdürüyor.
Bin Cevad, Nufuliyya, Harava ve Ummul Ginden’den kaçan sivillere yardım eden kent konseyi üyesi Fadıl Muhammed, bölge halkının hava saldırıları nedeniyle buraları terk ettiğini söyledi. “Kaçanlar genelde civardaki köylerde misafir ediliyor. Bazıları tekrar dönmek istese de devam eden saldırılardan korktukları için gelemiyor. Daha dün sivil bir eve saldırı düzenlendi ve evini kontrole gelen 30 yaşında bir kişi bombardımanda hayatını kaybetti”
“Kaddaficiler DAİŞ Bayrağı açtı”
Fadıl Muhammed ayrıca, Sirte merkezli Kaddafi sempatizanlarının bölgede korku yarattığını söyleyerek bu kişilerin terör örgütü DAİŞ bayrağı açtıklarını dile getirdi. İlk dönemlerde halkın gerçekten DAİŞ’in burada da varlık gösterdiğini düşünmeye başladığını belirten Muhammed, ancak yapılan araştırmanın ardından bu bayrağı Kaddafi rejimi taraftarı kişilerin açtığının tespit edildiğini kaydetti.
Muhammed Fadıl, “DAİŞ üniformaları giyip onlar gibi hareket ederek burada DAİŞ var izlenimi vermek istiyorlar. Bu Kaddafi yanlılarının bir senaryosu” dedi.
Bölgedeki son durum hakkında AA muhabirine bilgi veren Fecr-i Libya’ya bağlı 3’üncü Ordu, 2’inci Tugay Komutanı General Salah el-Cebu, ”Karşı tarafla aramızda sadece 3 kilometre mesafe var. Fas’taki ulusal diyalog görüşmelerine şans verdik. Müzakerelerden sonuç çıkmazsa, Sidra’ya operasyon yapacağız” dedi.
Bölgede konuşlu yerel Şuruk kuvvetleri ile birlikte hareket ettiklerini anlatan. El Cebu, ”Cidran ve Hafter’e karşı üç aşamalı bir savaş veriyoruz. İlki müzakere, ikincisi karşı tarafı petrol rafinerilerinden dışarı çekip orada vurmak. Üçüncüsü ise, eğer ilk iki aşamadan sonuç alamazsak her şeyi göze alıp topyekun saldırıya geçmek” şeklinde konuştu.
”Tobruk hükümetinin askeri kanadıyla diyaloğa geçmek istiyoruz ama ahlaklı davranmıyorlar” diyen Cebu, ülkedeki tüm petrol üretim merkezlerinin kontrolünü elinde bulundurmak isteyen Cidran’ın Çad, Nijerya ve Sudan gibi Afrika ülkelerinden getirilen çok sayıda paralı askerinin bulunduğunu iddia etti. Cebu ayrıca, bu paralı askerlere Libya vatandaşılığı sözü verildiğini de öne sürdü.
Savaş sırasında önceliğin siviller olduğunun ve zarar görmelerini istemediklerinin altını çizen Cebu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Hafter ve birlikte savaştığı gruplar sivil havaalanlarını bombardıman için kullanıyor. Biz Trablus tarafı olarak batıdan doğuya giden anayolu sivillerin kullanımına açalım dedik ama kabul etmediler. Bu yolun sadece polis tarafından kontrol edilmesini teklif ettik, yanaşmadılar. Kamu binalarının ve petrol kuyularının güvenliğinin de silahlı milislerce değil tarafsız olan polis tarafından sağlanmasını önerdik ama buna da yanaşmadılar.
Ülkede adam kaçırma hadiseleri yaşanıyor, halk baskı ve zulüm görüyor. Biz biriz ama karşımızda 3 farklı bölünmüş grup var. Tek çatı altında toplanmaları halinde onlarla yeniden görüşebiliriz. Şimdilik diyalog için bekliyoruz, önceliğimiz ve temennimiz ulusal diyaloğun sağlanması ama olmuyorsa son çare gidip savaşacağız. Biz Libyalıyız. Bu savaş, Libyalılar ile İbrahim Cidran ve Hafter arasında bir savaştır. Biz paralı askerler değiliz, Libya için ölmeye geldik, buna hazırız. Para için savaşanlar ölümü göze alamaz. Karşı taraf gibi ülkemizin petrolünü çalmıyoruz. Tüm petrol gelirlerinin tek merkezde toplanmasını ve halka eşit şekilde dağıtılmasını öneriyoruz ama onlar bunu da istemiyor.”
”DAİŞ bahane amaç dış güçleri Libya’ya sokmak”
Libya’ya gelen tüm yabancı basın mensuplarının ülkenin gerçek problemlerini görmek yerine mum ışığında DAİŞ’i aradığını belirten Libyalı General Cebu, ”Libya’da DAİŞ yok bu bir senaryodur. Karşı tarafın mücadeleyi kaybetti. Tobruk hükumeti ve emekli General Halife Hafter savaşı kaybetti. Şimdi Birleşmiş Milletler’den silah alabilmek ve dünyayı bize karşı harekete geçirmek için çalışıyorlar. Ben eminim ki bu ülkede DAİŞ yok.”
Sıcak çatışmalar başlamadan önce El Kaide terör örgütüne bağlı Ensaru’ş Şeria grubu ile görüştüklerini dile getiren General Cebu, sayıları oldukça az olan bu grubun anlaşmaya razı edildiğini ancak Hafter’in Bingazi’ye saldırmasından sonra her şeyin değiştiğini söyledi.
Cebu, ”Ensaru’ş Şeria’ya, onların istediği tarzda bir şeriat devletinin Libya’da olamayacağını söyledik. Şimdilerde Kaddafi rejimi kalıntıları, uyuşturucu kaçakçıları ve kökü dışarıda bazı gruplar, DAİŞ kıyafeti giyerek Libya’da terör örgütü varmış izlenimi verip hedef şaşırtmaya çalışıyor. Önceliğimiz Halife Hafter ve İbrahim Cidran’a karşı savaşmak. Bu savaş bittikten sonra eğer varsa DAİŞ’e karşı savaşırız. O zaman eminim ki tüm Libya halkı bizimle birlikte mücadele eder.
Dünya bizi Irak ve Suriye ile karıştırmasın, Libya’nın nüfusu sadece 6 milyon. Burada farklı mezhep, farklı din yok. Hepimiz aynıyız. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan görüntülere bakarsanız katliamı yapan kişilerin iyi eğitimli profesyonel askerler olduğunu görürsünüz, bunun için çok profesyonel olmanıza gerek de yok.”
Geçtiğimiz günlerde Ensaru’ş Şeria ile çatıştıklarını da ifade eden General Cebu, kendilerinin 3 kayıp verdiğini, örgütün ise Mısırlı bir üyesinin öldürüldüğünü söyledi.
”Libya ateşin içerisinde bize yardım edin”
”Kaddafi döneminde dünya Libya’yı bilmiyordu. Bir tek çılgın Kaddafi, onun çadırı ve saçmalıkları vardı” diyen General Salah el-Cebu son olarak, ”Dünya artık bize şans vermeli, Libya şimdi ateşin içerisinde, içeriden ve dışarıdan bize yardım edin bu savaşı bitirelim. Öte yandan yasadışı göçmenler konusunda İtalya’dan yardım istedik ama bize yardım etmiyorlar. Yardım yerine kendi ticaretlerini düşünüyorlar.”
Sıcak çatışmaların yaşandığı cephenin karşı yakasındaki Sidra’da ise Libya’nın en büyük petrol üretim merkezlerinden biri bulunuyor. Kenti ve rafineriyi, Tobruk hükümetiyle birlikte hareket eden İbrahim Cidran kontrol ediyor.
Libya’nın siyasi görünümü
Libya’da 17 Şubat 2011’de gerçekleşen devrimin ardından istikrar sağlanamamış, Mayıs 2014’te ise emekli General Hafter’in Zintan merkezli milis gruplarla başlattığı darbe girişimi, Trablus ve Misrata’daki devrimci gruplarla ortak hareket eden Trablus’taki merkezi yönetim tarafından engellenmişti.
Olayların ardından bazı milletvekillerinin, “Temsilciler Meclisi” adı altında Tobruk kentinde çalışmalara başlamasıyla iki meclisin faaliyete geçtiği ülkede, Milli Genel Kongre’nin desteklediği “Fecr-i Libya Koalisyonu” ile Temsilciler Meclisi’nin destek verdiği Hafter’e bağlı “Onur Operasyonu Koalisyonu” arasındaki çatışmalar devam ediyor.
Kaddafi yönetiminin yıkıldığı 2011 yılından bu yana ülkenin doğusunun bağımsızlığını talep eden ayrılıkçı İbrahim el-Cidran liderliğindeki silahlı gruplar da 2014’de Onur Operasyonu Koalisyonu’na katılmışlardı.
Geçen Şubat ayında Terör örgütü DAİŞ’in, Libya’da kaçırdığı 21 Mısır uyruklu Hristiyan işçiyi Sirte kenti sahilinde öldürdüğünü iddia eden video kaydını yayınlamasının ardından, Mısır’daki Sisi yönetimi, “DAİŞ hedefleri” olduğu iddiasıyla Libya’nın Derne kentindeki sivil yerleşim birimlerine hava saldırısı düzenlemişti.