Pazartesi, Kasım 18, 2024
Ana SayfaGündemİBB Başkanı İmamoğlu tatilden döndü!

İBB Başkanı İmamoğlu tatilden döndü!

İmamoğlu, “Ben çizmemi afet sonrası değil, gösteriş olsun diye değil, afet olduğunda vatandaşlarımız zarar görmesin diye öncesinde altyapı çalışması yaparken giyiyorum. Medyada fotoğraf vermek için değil, sorun olmasın diye 25 yıldır çözülmemiş altyapı sorunlarını çözmek için sahada giyiyorum” dedi.

Önceki hafta İstanbul’da etkili olan şiddetli yağış birçok ilçede su baskınına neden oldu. Bu esnada ailesiyle birlikte tatilde olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu eleştiri oklarının hedefi oldu. Tatil dönüşü kameralar karşısına geçen İmamoğlu, düzenlediği basın toplantısıyla kendisine yöneltilen eleştirileri cevapladı.

İmamoğlu’nun açıklamaları şöyle:

“Yaratılan algıları değil. Yalın gerçeği konuşalım. İstanbul genelinde adına afet denilecek bir olay yaşanmadı. Sadece Esenyurt’ta sınırlı bir sorun yaşandı. Kaldı ki aynı yerde geçmiş yıllarda defalarca sorun yaşandı. Yağış gece yarısından sonra şiddetini arttırmıştı. Gelişmeleri ekiplerimizden bilgi alarak an ve an takip ettim. Gelişmeleri ekibimizle yönettik.

Ne yazık ki son yıllarda Türkiye’de pek çok alanda işlerin normalinden saptığını yaşamaktayız. Mevcut iktidarın uygulamaları nedeniyle dejenere bir olgu ortaya çıktı. Tüm alanlarda tek adamlık anlayışı. Bu tek adamlık anlayışı yaygın bir hale getirilmek isteniyor. Ülkenin önemli noktalarında görev yapanlar kendi akıllarıyla değil hep o ‘tek adam’ dediği ne ise onun için harekete geçiyor. Her şeyi yapan o tek adam olmalı. Tek adam olmazsa hiçbir şey yürümez, yürüyemez algısı yaratılmalı. Bu milim milim işlenen bir algı süreci. Bu dejenere bir yönetim şekli ve iş yapma halidir. Tek adamlığın bu denli yüceltilmesi ve her alana yayılmaya çalışması çok tehlikeli bir durumdur.

” İBB ÇALIŞANLARI SAHADAYDI”

İBB 3 yıldır tek adam kafasıyla yönetilmiyor. Ülkeyi tek adam kafasıyla yönetenler bu gerçeği anlasın. Ben başkan olarak kaldığım sürece İBB tek adam anlayışı ile yönetilmeyecek. O gece sabaha kadar İBB’nin çalışanları sahadaydı. Sabahın ilk ışıklarına kadar tüm süreci dev kadro ile yönettik. Şov yapmaya değil sorunu çözmeye odaklandık ve sorunu çözdük.

Yaratılmaya çalışılan suni gündeme bakarsak 3 bin 200 çalışanımızın hiçbir emeği yok. İBB’de kahraman bir kişi değildir, hiçbir zaman olmayacak. İBB’de kahraman koca bir ekiptir. Keşke İmamoğlu’nun elinde sihirli değnek olsa, olay yerine gelip oradaki sorunu anında çözse. Ama böyle şeyler Hollywood filmlerinde olur, bir de basına fotoğraf vermek için çizme giyerek tek adam anlayışına hizmet etmek için iş yapma biçiminde olur.

Benim üzerimden binlerce arkadaşımın emeklerini yok saymaya hiç kimsenin hakkı yok. Objektifin önüne geçip çizme görüntüsü vermeyle kimse bu emeğin üstünü kapatamaz. Ben huzurlarınızda o gece boyunca çalışan her bir mesai arkadaşımı İstanbul halkı ve kendi adıma gerçekten tebrik ediyor ve yürekten teşekkür ediyorum. Zarar gören tüm vatandaşlarımızın her zaman yanında olduğumuzu ve olacağımız bir kez daha belirtmek isterim.

Bu süreçte ‘çizmeni giy, alanda fotoğraf ver’ diye çok sayıda iyi niyetli tavsiye almadım değil. Ben çizmemi afet sonrası değil, gösteriş olsun diye değil, afet olduğunda vatandaşlarımız zarar görmesin diye öncesinde altyapı çalışması yaparken giyiyorum. Medyada fotoğraf vermek için değil, sorun olmasın diye 25 yıldır çözülmemiş altyapı sorunlarını çözmek için sahada giyiyorum.

İstanbul’da 2-2.5 yılda 10.2 milyar liralık İSKİ sadece bu baskınlar engellensin diye yatırım yaptı, yapmaya devam ediyor. O yağmur 3 yıl önceki İstanbul’a yağsa aradan bir hafta geçtikten sonra bile hala selde kaybolmuş insanlarımızı arar olurduk. O gün 25 yıldır olduğu gibi denizle karanın birleştiğini görürdük. Hangi semt olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz. Biz bütün bu görüntülerin yaşanmaması adına tümden ortadan kaldırmış aklın, tekniğin, bilimin yolunda yürüyen kocaman bir aileyiz.

İSKİ’ye çektirilen zulmü altını çizerek hatırlatmak istiyorum. Onca yapılmış işleri de bu süreçte görmeniz çok zor değil. İstanbul’un makus su baskını sorununu çok büyük oranda çözmüş, kalan az kısmı da bir süre sonra tamamlayacak gururu yaşayan bir ekibiz. Ama ne yazık ki dejenere edilmiş düzende ne bu çalışmalar konuşuluyor ne de sıkıntıların asıl sahiplerinin 20-25 yıllık aymazlıkları ele alınıyor.

Esenyurt’ta dere yatağını ben olduğu yerden değiştirip başka yere kaydırmadım. Çünkü Esenyurt’ta dere yatağını ben daraltmadım. Alt yapı olmadan binlerce beton gökdeleni ben dikmedim. Aynı zihniyet sadece Esenyurt’ta değil rant uğruna İstanbul’un birçok vadisine, dere yatağına kötü yapılaşmaları soktu. Bu dere yataklarında İstanbulluların ne bedeller ödediğini görebilirsiniz. Bu rantçıların yarattığı kaosu azaltmak için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Yağmur üç yıl önce yağsa hala selde kaybolanları arardık.

İstanbul’un makus su baskını sorununu çok büyük oranda çözmüş kalan az bir kısmı da tamamlayacak gururu yaşayan bir ekibiz. Ne yazık ki bu düzende ne bu çalışmalar konuşuluyor ne de sıkıntıların asıl sahibinin 20-25 yıllık aymazlıkları ele alınıyor. Ben televizyon kanallarınızı izlemiyorum. Çünkü dejenere edilmiş bu düzende insanımıza yakışan konuşmalar o kanalların çoğunda yapılmıyor. Ortada bir cinayet var zanlı elini kolunu sallayarak olay yerinde geziyor, kurtarıcı gibi bir de poz veriyor. Herkes onun suçlu olduğunu biliyor ama her nedense maktulü yaşama döndürmeye çalışan insan suçlanıyor ve linç ediliyor. Basının yaratmak istediği bu.

Bize başka amaç gütmeden vicdanıyla eleştiri yapan tüm vatandaşlarıma, her gazeteciye sonsuz saygım var ama art niyetli insanların veya medya mensubu görünümlü propagandistlerin niyetini de aklımızdan çıkarmıyoruz ve vatandaşlarımızın da aklından çıkarmamalarını öneriyorum. Benim temiz kalpli milyonlarca dostum var. ‘Sana çok yükleniyorlar ama sende aman onlara koz verme’ diyorlar. Konu inanın koz vermek meselesi değil. Onların bir hesabı olduğunu unutmayalım. O hesap tutana kadar benimle uğraşmaya devam edecekler. Hangi tedbiri alırsanız alın uyduracaklar benimle uğraşmaya devam edecekler. Benim derdim İstanbul’un en başarılı, en hizmetkar ve en demokrat belediye başkanı olmak.

İstanbul seçimlerini kazandığım günden bu güne 3 yıl geçti. Üç yılda izin kullandığım gün sayısı tam 25 gün. Yani her yıla sadece bir hafta düşüyor. Her yıl bir hafta ailesine vakit ayırmış bir babayım. Ailelerin birlikte zaman geçirmeye, paylaşmaya ve mutlu olmaya da hakkı var. Ben İstanbul’a hizmet etmeyi kutsallaştırmış bir belediye başkanıyım. Bu anlamda en üstün çalışkanlığı, eforu ortaya koymaya kararlıyım ama aynı şekilde ben çocuklarımı dinlemeyi ve onları anlamaya çalışmayı, onlarla kaliteli zaman geçirmeyi kutsallaştırmış da bir babayım. İki tatilimde de yağmura denk geldi İstanbul. Bütün İstanbul çalışkanlığımı da iyi niyetimi de iyi biliyor. Benim aile fertlerim, çoluk çocuğum siyaset ortamında hiç gezmediği için ben onlara siyaset ortamında vakit ayıramıyorum. Ben onlara ancak evimde ve yıl içindeki bir haftada vakit ayırabiliyorum. Onların siyasi ortamda vakit geçirmesi bizim aile prensiplerimize aykırı.”

Benzer Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Öne Çıkan Başlıklar