Sosyolog Dr. Ramazan Akkır, “Türkiye, toplum olarak bu terör saldırısında da birlik, beraberlik mesajını vermiştir. Hiçbir terör saldırısı, Türk halkını sindirememiştir” dedi.
İstanbul Beşiktaş’ta 41 kişinin hayatını kaybettiği hain terör saldırısını yorumlayan Sosyolog Dr. Ramazan Akkır, terör örgütlerinin isimlerinin farklı olsa da amaçlarının aynı olduğunu söyledi.
“Yapanın değil yaptıranın kim olduğunu ortaya çıkarmak daha önemlidir” diyen Sosyolog Dr. Ramazan Akkır şöyle konuştu: “Türkiye terör üzerinden dizayn edilmek isteniyor. Terör, önce siyaseti sonra da toplumu kuşatma altına almaya çalışıyor. Amaçları, korku ve kaos yaratarak ülkeyi yaşanmaz kılmak. Hedefleri, korku imparatorluğu oluşturmaktır. Gücünü artıran ülkeyi yani Türkiye’yi kontrol altına almak hedefleniyor. Terörün taşeron örgütleri dönemsel olarak değişebilmektedir. Bazen PKK bazen DEAŞ bazen de DHKP-C olabiliyor. Hatta bazen ülkemiz kokteyl bir saldırı ile karşı karşıya kalabilmektedir. Ancak yapanın değil yaptıranın kim olduğunu ortaya çıkarmak daha önemlidir.”
Teröre karşı halkın birlik olması gerektiğinin altını çizen Sosyolog Dr. Ramazan Akkır, “Hiçbir terör saldırısı, Türk halkını sindirememiştir. Bunun en büyük örneğini 15 Temmuz FETÖ’nün hain darbe girişiminde yaşadık” dedi.
Dr. Akkır şu değerlendirmede bulundu: “Şu an ülke ve millet olarak her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. PKK ve isimleri farklı amaçları aynı olan diğer terör örgütlerine karşı birlik ve beraberliğimizi yüksek ses ve eylemle gösterebilmeliyiz. Türkiye, toplum olarak bu terör saldırısında da birlik, beraberlik mesajını vermiştir. Bunu hem meydanlarda hem sosyal medyada hem de devam eden günlük hayatta açıkça göstermiştir. Hiçbir terör saldırısı, Türk halkını sindirememiştir. Bunun en büyük örneğini 15 Temmuz FETÖ’nün hain darbe girişiminde yaşadık. Türkiye tek vücut oldu ve terörün karşısında durdu. Dolayısıyla Türkiye’yi hedef alan düşman ülkeler ve onlara taşeron çalışan terör örgütleri şunu iyi anlamalı ki, Türkiye bu tür saldırıların üstesinden gelebilecek güçtedir. Ve elbet Türk devleti de bunun hesabını günü geldiğinde muhakkak soracaktır.”