Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen günlerdeki Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar ziyaretlerinden oluşan ‘Körfez turu’ esnasında yapılan anlaşmaların ayrıntıları gün yüzüne çıktı.
Hürriyet’in göre, anlaşmalarda en çok dikkat çeken Türkiye’nin enerjideki potansiyeli oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ülkeleri ile yaptığı iş ortaklığı anlaşmalarının hemen hemen 30 milyar dolarlık bölümü yenilenebilir enerjiden oluşurken, bu çerçevede en çok deniz üstü rüzgâr projeleri, rüzgar türbinleri, güneş panelleri, petrol, doğalgaz alanlarında yatırımlar konuşulacak.
“TÜRKİYE’NİN DÖVİZ SIKIŞIKLIĞINI KALICI OLARAK ÇÖZECEK”
Anlaşmalar çerçevesinde öne çıkan deniz üstü (offshore) rüzgâr türbinlerinde Türkiye, 40 GW’den fazla potansiyele sahip. Yine, Türkiye’nin yenilemek ve potansiyelini büyütmek istediği termik santrallar da anlaşmalardaki maddeler arasında.
AK Parti kurmayları, “Yatırım girecek, anlaşmalar ciddi ekonomik aktiviteye dönüşecek. İstihdamda artış olacak. Yeni yatırımlar Türkiye’nin Döviz sıkışıklığını kalıcı olarak çözecek. Ciddi bir karşılıklı işbirliği geliştireceğiz. Türkiye’de yeni iş imkânları doğmuş olacak. Offshore için rüzgâr ölçümleri ve coğrafi testler yapılıyor. İki-üç sene içerisinde hayata geçirilebilecek projeler” şeklinde bilgi verdiler.
‘YERLİ VE MİLLİ’ MADDESİ GÖZDEN KAÇMADI
Türkiye anlaşmalarda, ‘yerli ve millilik’ şartını içeren maddelerin yer almasını talep etti.
Körfez ülkelerinin Türkiye’ye yapacağı yatırımlarda büyük oranda yerli ve milli ürünlerin kullanılması şartı anlaşmaya girdi.
Kaynaklar, yatırımlar yapılırken yerli üreticinin de tedarik zincirinde yer alacağının altını çizdi.
Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) raporuna göre, deniz üstü rüzgâr enerjisi kurulu gücü, 2022 sonu itibarıyla 63 bin 300 megavata ulaştı. Dünya genelinde kullanılan deniz üstü rüzgâr enerjisi türbin kapasitesi ortalama 8-10 megavat seviyesinde bulunurken, bu kapasitenin 15 megavata yükseltilmesi için testler yapılıyor. 2030’da toplam deniz üstü rüzgâr enerjisi yatırımlarının 316 gigavat olacağı hesaplanıyor.
Türkiye’de ise Dünya Bankası raporuna göre, belirlenen dört bölgede yüzer olarak 47 gigavat, sabit temelli 7 gigavat olmak üzere toplamda 54 gigavatlık deniz üstü rüzgâr enerjisi kurulumu potansiyeli bulunuyor.
BAE İLE DEPREM TAHVİLİ ANLAŞMASI
Öte yandan, Körfez turu sırasında 6 Şubat depremlerinin maliyetinin karşılanması için Birleşik Arap Emirlikleri ile deprem tahvili anlaşması imzalandığı da belirtildi.
İmzalanan tahvil anlaşmasına göre BAE, hazine tahvillerine para yatıracak. AK Parti kurmayları anlaşmanın detaylarını anlatırken, “Deprem tahvili dediğimiz ise uzun vadeli, belli süre geri ödemesiz bir kredi. Depremin yaralarını sarıp Türkiye normalleştikten sonra geri ödemelere başlanacak. Süreç hızlı şekilde işleyecek” diye konuştular.