Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen etkinlik TYB İstanbul Şubesi olarak hizmet veren Kızlarağası Medresesi’nde 24 Ekim Cumartesi gününe kadar sürecek.
Gazeteci-Yazar Bünyamin Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Hayriye Ünal, Mürsel Sönmez ve İsmail Kılıçarslan edebiyat dünyasına girişte dergilerin yüklendikleri misyonu anlattılar. Gerçek bir edebiyatçının edebiyat dergisine ihtiyacı var mıdır? Sorusuna cevap veren Şair ve yazar İsmail Kılıçarslan, “Edebiyat dergilerinin gençlerin yetişmesinde katkısı büyüktür. Şair olmak ve şiir yazmaktan anlamak başka bir boyuttur. Edebiyat dergilerinin şairlere yaptığı en büyük etki okur-yazar çevresi kazandırmak. Edebiyat dergileri genç şairlerin yetişmesinde önemli etki alanlarıdır. Benim için ilk okulum 1996 yılında Kaktüs dergisi olmuştur” dedi.
Dergilerin genç kuşak edebiyatçıları yetiştirmesindeki rolüne ilişkin konuşan Hece dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hayriye Ünal, “Şair olmadığı halde şair taklidi yapanlar var. Edebiyat dünyasında sekiz kitap çıkarsa da bunlara kanmayın. Ben bazılarının yüzüne karşı bunu söylüyorum; bu şiiriniz olmamış diye” konuştu.
SÖNMEZ: YERLİ KÜLTÜR TÜM HALKLARIN ÇIKIŞ KAYNAĞIDIR
Bir Nokta dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mürsel Sönmez de, dergilerden mektep olur mu? sorusuna cevap aradı. Yerli kültüre dikkat çeken Sönmez, 1923’le birlikte Anadolu’nun yerli insanlarının kültürel anlamda eziklik yaşadığını söyledi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eziklikten kurtulmamız lazım. Yerli kültür, bütün dünya halklarının çıkış kaynağıdır. İlahi hakikatin kendi içinde makes bulması istiabına sahip olan insan ya da Allah’ın kendisiyle konuşmayı kendisine nasip ettiği insan, bu insanlara aittir. Biz dergiyi bir örgüt gibi gördük. Kardelen dergisini çıkardık, Bir Nokta dergisini çıkardık. Bir Nokta dergisinde dünya görüşü olarak da bir disiplin oluşturmaya çalıştık. Türkiye’de 10 bin kişiden biri edebiyat dergisi okuyor. Allah’ın bize şiir yazdırmasını bir nimet olarak görüyorum.”