Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden Mehmed Şevket Eygi, İstanbul’da Yahudilerin çıkarttığı Şalom gazetesinin”Neden Yahudi Aday Yok” şeklindeki sorgusuna cevap verdi. Vahdet gazetesinde bugün yayımlanan yazısında Eygi, şunları yazdı:
İ̇stanbul’da yayınlanan bir Yahudi gazetesi “Aday listelerinde niçin Yahudi yok?” diye sormuş. Gazetenin bu tecâhülüne (bilmezliğine) şaşmak isterdim ama hayret mezmum bir şey olduğundan şaşmadım.
Listelerde tek ve açık kimlikli Yahudi olmayabilir, lakin iki kimlikli Kripto olmadığı söylenemez.
Adaylardan birinin isminin yanına Yahudi kelimesini yazdım, internette aradım. Yahudi olduğu çıktı.
Ülkemizde bir milyonun üzerinde Yahudi kimlikli vatandaş yaşamaktadır. Bunlar şu türlere ayrılır:
2. Pakraduniler (veya Bagraduniler)…
3. Hakikî Alevileri tenzih ederek yazıyorum, Osmanlı devleti zamanında pogromlardan kaçarak Türkiye’ye iltica eden ve araziye uymak için sahte Alevi ve Bektaşi kimliğine bürünenler…
4. Müslüman gibi görünen Karaylar…
5. Kırımçaklar… Kafkasya Tat Yahudileri… vs…
1924’te Hilafetin ilgasından ve İslam’a karşı devrimler yapılmasından sonra Yahudi nüfuzu çoğalmıştır. Onlar Kemalist Türkiye’ye damgalarını basmışlardır.
Hatırlıyorum, 1946 ve 1950 seçimlerinde aday listelerinde Rum, Ermeni, Yahudi adaylar vardı. Vatansever olmaları ve Müslüman çoğunluğun temel hak ve hürriyetlerini kabul etmeleri şartıyla buna itiraz etmem.
Yahudi Profesör Abraham Galante (Avram Galanti) bir ara (1943) Millî Şef İsmet rejiminde Niğde milletvekili seçilmişti. Vazifesini yapan, ülkeye devlete halka hizmet eden namuslu ve haysiyetli bir kimseydi. On küsur lisan bilirdi. Onun gibi bir Yahudi’nin aday olmasından gocunmam.
Yahudi gazete hiç hayıflanıp şikâyet etmesin, elde, yaklaşan seçimler için hayli Kripto aday bulunmaktadır.
Ülkemizdeki tek kimlikli Yahudi cemaatinin sayısı o kadar azalmıştır ki (On beş binin altına düştüğü söyleniyor), siyasî partilerin tek kimlikli Musevî aday göstermesi zordur. Kriptolarla, iki kimliklilerle yetinmeleri gerekiyor.
Zaten bundan sonra aktif politikada, Meclis’te açık veya saklı kimlikli bir tek Yahudi olmasa bile, onlar, yakın tarihimizdeki birtakım güçlü ırkdaşlarının pençesi ile ülkeye damgalarını vurmuşlardır.
Bendeniz insaflı bir Müslümanım, yukarıda Galante’den bahsettim, onun gibi bir Yahudi Meclise girse gocunmam dedim. Unutulmasın ki, doğu
Akdeniz bölgesinde yirminci asrın ilk yarısında iki Yahudi cumhuriyeti kurulmuştur.
Batı Akdeniz ülkesi Fransa’yı da bir tür Yahudi cumhuriyeti sayabiliriz. Vaktiyle Sovyetler Birliği bünyesinde doğu Sibirya’da Birobidzhan Yahudi Cumhuriyeti (Jewish Autonomous Oblatst) kurulmuş olduğu da arada hatırlatmak isterim. İklimi sert o bölgede artık pek az Yahudi kalmıştır.